OZON TEDAVİSİ

OZON NEDİR?

Ozon (O3) üç oksijen atomundan oluşan gaz halinde bir molekül olup oksijene göre daha kararsız bir moleküldür. Renksiz ve keskin kokulu bir gaz olan ozon keşfinden sonraki ilk yıllarda dezenfeksiyon yani mikropları temizlemek  amacıyla kullanılmıştır. Dezenfekte edici etkisinin nedeni güçlü okside edici özelliğidir. Tüm mikropları ve toksinlerini okside edebilir yani yapılarını bozabilir. Ozon çok reaktif bir gaz olup canlılar için toksiktir. Ozona karşı en hassas organlar ise akciğer ve gözlerdir.

MEDİKAL YANİ TIBBİ OZON

Medikal ozon ise, minimum %95 oksijen ve maksimum %5 ozondan oluşur. 1980'li yıllardan itibaren tıbbi amaçla ozon kullanımı artış göstermiştir. Ozon tedavisi, belirli bir miktarda medikal ozonun vücut boşluklarına ya da dolaşım sistemine uygulanması olarak tanımlanmaktadır.

UYGULAMA ŞEKİLLERİ

Uygulama şekilleri olarak damar içine yani intravenöz, kas içine yani intramuskuler, eklem içine yani intraartiküler, akciğer zarı içine yani intraplevral, makat içine yani intrarektal, omurga disklerinin içine yani intradiskal ve lokal yani topikal uygulama sayılabilir.

Ozon tedavisinin klasik uygulaması iğne ile olan uygulamadır. Bu yöntem de 2 çeşittir:

1    Major hemoterapi: Bu uygulamada bir miktar kan vücut dışına alınır, ozona dayanıklı bir şişede 5-10 dakika oksijen/ozon karışımıyla temas ettirilir ve sonra tekrar aynı kişiye verilir.

2-     Minör hemoterapi de ise 5 ml kan ile aynı miktarda 80-100 μl/ml konsantrasyonundaki oksijen/ozon karışımı bir dakika süreyle temas ettirilir ve kalça kasından enjekte edilir. Bu uygulamanın bağışıklığı düzenleyip güçlendirdiği belirtilmektedir. Ozon uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bunlardan bazıları; ozonun reaktif özelliğinden dolayı hava ile teması önlenmelidir, teması halinde toksik bir gaz olan nitrojen dioksit oluşabilmektedir, ozon emboli riski nedeniyle gaz halinde damar içine uygulanmamalıdır ve uygulama esnasında kullanılan cihazlar ozona dayanıklı olmalıdır.

ETKİ MEKANİZMASI

Diğer gazlar gibi ozon da suda çözünebilir. Ancak biyolojik sıvılarda oksijenden farklı olarak hızlıca biyomoleküller ile reaksiyona girmektedir. Bu reaksiyon ile reaktif oksijen türevleri ve lipid oksidasyon ürünleri ortaya çıkmaktadır. Reaktif oksijen türevleri hızla ortamdan uzaklaşır ve ozonun hızlı etkisinden sorumludurlar. Reaktif oksijen türevlerine örnek olarak süperoksit, hidrojen peroksit ve hipoklorik asit verilebilir. Özellikle hidrojen peroksit eritrositlere etki ederek oksijenin dokulara daha kolay bırakılmasını sağlar ve lökosit ve endotelial hücrelerde çeşitli interferon, interlökin ve transforme edici büyüme faktörü yapımını da artıran uyarıları tetikler. Lipid oksidasyon ürünlerinin yarılanma ömürleri saatlere ulaşabilmektedir ve ozonun uzun süreli etkisinden sorumludurlar.

Ozonun bu olumlu etkilerinin görülebilmesi uygun dozda kullanılması ile mümkündür. Yüksek konsantrasyonlarda hücreler için toksik iken, düşük konsantrasyonlarda ise beklenen ROS ve hidrojen peroksit yanıtı yeterli olmayabilir ve arzulanan terapötik etki görülemeyebilir. Yapılan çalışmalarda ozonun terapötik konsantrasyonu 10-80 μg/ml olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda ozon uygulaması ile hem oksijenaz- 1 enzim aktivitesinde artış görülmektedir ve bu enzimin antioksidan, antiapopitotik, antiinflamatuar etkilerinin olduğu gösterilmiştir.


YAN ETKİ VE KONTRENDİKASYONLARI

Ozon uygulamasının komplikasyonları lokal enjeksiyona bağlı oluşan komplikasyonlarla sınırlıdır. Bunun dışında bazı durumlarda uygulanmaktan kaçınılmalıdır. Bu durumlar; glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği, gebelik, anjiotensin çevirici enzim inhibitörü tedavisi görenler, hipertiroidi, kanama bozukluğu, kontrol altına alınamayan kardiyovasküler hastalık ve ozona reaksiyon gösteren astım hastaları olarak sıralanabilir. Ancak son dönemlerde ozon uygulamalarının artışına bağlı olarak literatürde komplikasyonlarını bildiren olgu sayısı da artış göstermiştir. Bunlardan en ciddisi paravertebral kas uygulaması sonrasında fatal septik şok gelişen olgudur

Ancak birçok olguda olduğu gibi komplikasyon muhtemelen asepsi kurallarının ihlali nedeniyle oluşmuştur.

KULLANIM ALANLARI

Günümüzde ozon özellikle tıbbın birçok alanında kullanılmaktadır:

-          Diş ağrısı ve enfeksiyonları,

-          Diyabetik ayak gibi iyileşmesi güç yaralar,

-          Subakut ve kronik bel ağrısı,

-          Dejeneratif eklem hastalıklarında ağrı tedavisi ile ilgili bilimsel yayınların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.